Kayıp Yıldızın Peşinde
- volkanhocam
- 10 Eyl
- 2 dakikada okunur
`Arda, yıldızları her şeyden çok seven bir çocuktu. Ailesi onun bu merakına alışkındı. Bahçelerindeki eski teleskop, Arda'nın en yakın arkadaşıydı. Geceleri herkes uyurken, Arda gökyüzünü izler, yıldız kümelerinin hareketlerini takip ederdi. Gökyüzü, onun için bir sırlar kitabı gibiydi.
Ancak bir gece, bu sırların bir kısmının eksik olduğunu fark etti. Parlak bir yıldız, her zaman gökyüzünde aynı yerde duran o büyük, mavi yıldız, kaybolmuştu. Arda teleskobun odak ayarlarını kontrol etti, gözlerini ovuşturdu ve tekrar baktı. Fakat yıldız hâlâ yoktu. "Bu mümkün değil," dedi kendi kendine. Yıldızlar kayabilir, ama bu yıldız büyük bir kümenin parçasıydı.
Ertesi sabah Arda, yıldızın neden kaybolduğunu kimseye anlatmadı. Annesiyle kahvaltı ederken bile kafası bu gizemle meşguldü. Annesi onun sessizliğini fark etti. "Bir şey mi oldu, Arda?" diye sordu. "Hayır," dedi Arda, ama aklından geçenleri söyleyemedi.
O gün okuldan döndükten sonra, Arda bahçedeki teleskobunun yanına oturdu ve yıldızın kaybolduğu noktaya uzun uzun baktı. Gökyüzünde, o eksik yıldızın olduğu yere bir işaret bırakılmış gibiydi. Hafifçe titreşen bir mavi ışık vardı. "Bu bir çağrı olmalı," diye düşündü Arda.
Gece çöktüğünde Arda, gökyüzündeki mavi ışığı daha net görebildi. Ancak ışık, yalnızca teleskopla görünüyordu. Yıldızın bıraktığı bu iz, Arda'yı ormana yönlendirdi. Ormanda yürürken, Arda'nın ayağı parlak bir taşa çarptı. Bu taş, gökyüzündeki ışıkla aynı tonda mavi bir ışık yayıyordu.
Arda taşı eline aldı ve taş birden bire ısınmaya başladı. Taştan bir ses yükseldi: "Arda… Gökyüzünün sırrını çözmek istiyorsan, cesaretini topla. Seni bekleyen bir yolculuk var." Arda heyecanla taşı inceledi. Bu taş, sıradan bir taş değildi. Gökyüzünden gelen bir hediye gibiydi.
Gece yarısı taş bir kez daha ışıldadı. Arda, taşı eline alıp gökyüzüne baktığında, taşın ışığıyla gökyüzündeki mavi noktadan bir hat çizildiğini fark etti. Bu hat, gökyüzünde bir kapıyı işaret ediyordu. Taştan gelen ses yine konuştu: "Arda, gözlerini kapat ve ışığı izle."
Arda, korksa da bu sesi dinledi. Gözlerini kapatır kapatmaz, kendini yıldızlarla dolu bir geçidin içinde buldu. Ayaklarının altındaki zemin, parlayan tozlarla kaplıydı. Bu geçit, gökyüzünün derinliklerine uzanıyordu. Arda, yıldızların oluşturduğu bu yol boyunca yürüdü. Her adımda gökyüzünün sırrına biraz daha yaklaşıyor gibiydi.
Sonunda geçit onu tamamen farklı bir yere götürdü. Arda gözlerini açtığında, kendini büyüleyici bir diyarda buldu. Burası Astralya Diyarıydı. Gökyüzüne hükmeden bir yerdi ve tüm yıldızların ışıkları buradan yönetiliyordu. Ancak işler yolunda gitmiyor gibiydi. Diyardaki muhafızlar, büyük bir telaş içindeydi.
Muhafızların lideri olan beyaz sakallı yaşlı bir adam, endişeyle konuşuyordu. "Yıldızlar sönüyor," dedi lider. "Kayıp yıldız karanlık bir girdap tarafından çekildi. Eğer geri getirilmezse, yıldızların ışığı sonsuza dek solacak." Arda, liderin yanına yaklaştı. "Ben kayıp yıldızın peşindeyim. Onu bulmak için buradayım," dedi.
Lider şaşkınlıkla Arda'ya baktı. Arda artık sadece yıldızlara hayranlıkla bakan bir çocuk değil, gökyüzünün sırlarını çözebilecek kadar cesur bir kaşifti. Kayıp yıldızı bulma görevi, onun hayatını değiştirmişti.`;

Yorumlar