Gölgedeki Dost
- volkanhocam
- 10 Eyl
- 3 dakikada okunur
`GÖLGEDEKİ DOST
Derin, sık ağaçlarla kaplı bir ormanın hemen yanında küçük bir kasaba vardı. Bu kasabanın çocukları, ormandaki eski evi çok iyi tanıyorlardı. Uzaktan bakıldığında bile, terk edilmiş bu ev ürkütücü bir hava yayıyordu. Tahta kapısı çürümüş, pencerelerinin bazıları kırılmıştı. Kimse eve adım atmak istemezdi.
Oradan geçenler bile hızla uzaklaşır, başlarını çevirmemeye çalışırlardı. Kasaba çocukları buraya "Karanlık Ev" diyordu. Bu evin içinde bir hayaletin yaşadığına inanıyorlardı; geceleri derinlerden gelen hüzünlü bir fısıltı duyulurdu ve kimse bu sesin ne anlama geldiğini bilmezdi.
Lina, bu kasabanın çocuklarından biriydi ve diğerlerinden farklı olarak, o ev hakkında hep bir merak duyuyordu. Lina, cesur ve yardımsever bir çocuktu, 10 yaşında olmasına rağmen etrafındaki herkes için yapabileceği bir iyilik bulmakta ustaydı.
O akşam, arkadaşlarıyla kasaba meydanında oyun oynarken, kulağına ormandan gelen bir hışırtı ve ardından ince bir fısıltı çalındı. Arkadaşları duydukları bu sesi anında fark edip korkuyla oyunlarını bırakırken, Lina, içine doğan bir hisle sesin geldiği yöne doğru bakıyordu. Bu garip fısıltı onu çağırıyor gibiydi.
Arkadaşları eve yaklaşmamalarını söyleyerek Lina'yı uyardılar, ama Lina'nın merakı ağır bastı. Kasaba halkı arasında anlatılan hikayelerin gerçek olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Hem, orada gerçekten bir hayalet varsa ve yardıma ihtiyacı varsa, bunu öğrenmeliydi.
Lina, cesaretle Karanlık Ev'e doğru yürüdü. Kapıya yaklaştığında, kalbi hızla çarpıyordu ama geri dönmedi. Kapıyı yavaşça itti ve içeri girdi. Ev, dışarıdan göründüğünden çok daha büyüktü. Duvarlar nemli ve soğuktu, zeminde eski yapraklar birikmiş, köşelerde örümcek ağları asılıydı.
"Merhaba?" diye seslendi Lina, sesi evde yankılandı. "Burada kimse var mı? Yardıma ihtiyacın varsa, ben buradayım."
O anda, evin derinliklerinden yumuşak bir ses geldi: "Sen... sen gerçekten bana yardım etmek istiyor musun?" Ses hüzünlü ama nazikti. Lina korkmuş olmasına rağmen, bu sesin kendisine zarar vermeyeceğini hissetti.
"Evet," dedi Lina kararlılıkla. "Adım Lina. Sen kimsin?"
Evin içinde hafif bir ışık belirdi ve Lina, kendisinden biraz büyük bir çocuğun siluetini gördü. "Ben Aras," dedi hayalet. "Yıllardır burada mahsur kaldım. Kimse beni dinlemek istemedi, herkes korkup kaçtı."
Aras, Lina'ya hikayesini anlattı. Yıllar önce, kasabada yaşayan sıradan bir çocukmuş. Bir gün, ormanda kaybolmuş ve bu evde sığınmış. Ama kasaba halkı, onu hırsız sanmış ve evden kovmuş. O gece, üzüntü ve soğuktan hastalanmış ve ölmüş. Ruhu, yanlış anlaşılmanın acısıyla bu evde kalmış.
"Tek istediğim, birinin beni anlaması ve masumiyetimi bilmesi," dedi Aras. "Eğer biri benim hikayemi dinler ve bana inanırsa, huzura kavuşabilirim."
Lina, Aras'ın hikayesini dikkatle dinledi. Onun masum olduğuna ve sadece yardıma ihtiyacı olduğuna inandı. "Sana inanıyorum, Aras," dedi. "Sen kötü biri değilsin, sadece yanlış anlaşılmışsın."
O anda gölgeler odada hareket etmeye başladı. Karanlık, Lina'nın etrafını sardı ve nefes almakta zorlanmaya başladı; ama cesaretini kaybetmedi. Gözlerini kapatarak sözleri tekrarladı, sesi giderek daha güçlü ve kendinden emin hale geldi.
Evdeki gölgeler bir anda geri çekildi ve ortalığı parlak bir ışık doldurdu. Aras'ın yüzünde minnet dolu bir gülümseme belirdi. "Artık özgürüm, Lina," dedi sevinçle. "Yıllarca beklediğim yardımı sen getirdin."
Aras'ın silueti, yavaşça parlak bir ışık içinde kaybolmaya başladı. Lina, Aras'ın huzura kavuştuğunu hissetti ve derin bir nefes aldı. Gözlerinden bir damla yaş süzüldü; bu, hem bir mutluluk hem de veda anıydı.
Ertesi sabah Lina, kasabaya döndüğünde herkes onun ne yaptığını öğrenmek istiyordu. Kasaba halkına, Karanlık Ev'in sır dolu hikayesini anlattı. Aras'ın masum olduğunu ve yalnızca bir yanlış anlamanın kurbanı olduğunu söyledi.
O günden sonra kasaba halkı, bu evi yalnızca bir hayaletin yaşadığı ürkütücü bir yer olarak görmemeye başladı. Artık orası, kasaba çocuklarının oyun oynayabileceği bir yer haline geldi. Lina'nın gösterdiği cesaret ve iyilik, kasaba halkının gönlünde yer etti ve bir daha asla unutulmadı.
Lina için o gece, korkularını yenmenin ve bir dostu kurtarmanın değeri büyüktü. Karanlık gölgelerin ardında bile bir iyilik, bir yardım çağrısı olabileceğini öğrendi ve bu, onun hayatının en önemli derslerinden biri oldu.`;
Yorumlar