top of page

Sokaktaki Anılar

`ANILAR SOKAKTA


Eski bir şehre açılan tren camından, Elif'in gözleri eski taş binalarda, sokak lambalarının altında gölgelenen ince çiçeklerde gezindi. Yağmur yağmaya başlamış, sokaklar parıldayan bir ayna gibi ıslanmıştı. Bu şehirde çocukken geçirdiği yazları düşündü, sokak aralarındaki oyunlarını, annesinin seslenişini…


Gözleri trenin penceresinde kendi yansımasına kaydı. Yıllar ona dokunmuştu ama o an çocukluğunun hafifliğini hissetti. Trenden iner inmez eski mahallesine doğru yürümeye koyuldu. Her adımda geçmişin izlerini arıyordu, tanıdık köşeleri, eski dostlarının evlerini.


Dört yol ağzındaki kahve dükkânına vardığında, içeriden gelen kahve kokusu kalbini ısıttı. Bu koku onu çocukluğuna götürüyordu, dedesinin elinden tutarak geldiği o günlere. Dükkânın kapısını açtığında, zaman durmuş gibiydi.


Orada, köşedeki masada oturan beyaz saçlı, tebessüm eden adamı tanıdı: Dedesi. Elif şaşkındı; dedesi yıllar önce vefat etmişti. Ama oradaydı işte, gençken onunla paylaştığı masada oturuyordu. Aynı sıcak gülümseme, aynı sevgi dolu bakışlar.


Elif masaya yaklaştı ve karşısına oturdu. Kalbi hızla çarpıyordu, bu gerçek miydi yoksa bir rüya mıydı? Dedesi gülümsedi, elini uzattı. Onun eli sıcacıktı, tıpkı eskiden olduğu gibi. "Seni hep burada bekledim, Elif," dedi yumuşak bir sesle.


Onun gözlerinde hayatı boyunca aradığı huzuru bulmuştu. Dedesinin varlığı onu sarıp sarmalıyordu, çocukluğunun güvenli limanına dönmüş gibiydi. Zaman önemsizleşmişti, sadece o an vardı, sadece onların paylaştığı o sıcak an.


"Seni çok özledim dede," diye fısıldadı Elif. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu ama bunlar mutluluk yaşlarıydı. Dedesi elini sıktı, "Ben hep buradayım, kalbinde, anılarında. Unutma ki sevgi hiçbir zaman ölmez."


Kahve dükkânının sıcaklığı, dedesinin sesi, o tanıdık koku... Her şey o kadar gerçekti ki. Elif o anda anladı ki bazı bağlar ölümle bile kopmaz, sevgi zamanı aşar ve kalplerde yaşamaya devam eder.


Birden uyandı. Yağmur camdan akıyordu, tren hâlâ hareket halindeydi. Ama Elif'in kalbi dedesiyle doluydu; şehirde bıraktığı çocukluk, ona rüya yoluyla geri dönmüştü. Gözlerinde mutlu bir gülümseme belirdi.


Rüyasında hissettiği o sıcaklık hâlâ kalbindeydi. Dedesinin sözleri kulaklarında yankılanıyordu. Belki de o kahve dükkânı gerçekten vardı, belki de dedesi gerçekten orada onu bekliyordu. Sevginin gücü böyleydi işte, zaman ve mekânı aşıyordu.


Tren istasyona yaklaşırken, Elif içinde yeni bir umut hissetti. Bu şehirde sadece anılar değil, aynı zamanda geleceğe dair yeni umutlar da vardı. Çocukluğunun sokakları onu bekliyordu, dedesinin sevgisi kalbinde yaşamaya devam ediyordu.


İstasyona vardıklarında, Elif trenden indi ve derin bir nefes aldı. Şehrin havası tanıdıktı, her köşesi bir anıyı barındırıyordu. Belki de gerçekten o kahve dükkânını bulacak, belki de orada dedesinin izlerini hissedecekti.


Çünkü bazı yerler sadece fiziksel mekânlar değildir; onlar kalbin derinliklerinde yaşayan, sevgiyle örülmüş sığınaklardır. Elif'in dedesi artık yoktu ama onun sevgisi, o sokakta, o kahve dükkânında, Elif'in kalbinde sonsuza dek yaşayacaktı.


Bu hikaye bize gösteriyor ki anılar sadece geçmişte kalmaz, onlar bizimle birlikte yaşar ve bizi şekillendirir. Sevdiklerimizle kurduğumuz bağlar ölümle bile kopmaz, kalplerimizde ve rüyalarımızda yaşamaya devam eder.`;

Son Yazılar

Hepsini Gör
Faydasız Hayat

🧘 FAYDASIZ BİR HAYAT Zen Hikayesi - Bilgelik ve Şefkat ▶️ Okumaya Başla Faydasız Bir Hayat, bilgelik ve şefkat hakkında bir Zen...

 
 
 
Yeni Lise Arkadaşları

`Zeynep, yaz tatilinin ardından heyecanla yeni liseye başlayacağı günü bekliyordu. Küçüklüğünden beri hayalini kurduğu lise, tam da...

 
 
 
Seyfi Baba

`Geçen akşam eve geldim. Dediler: "Seyfi Baba hastalanmış, yatıyormuş." "Nesi varmış acaba?" "Bilmeyiz, oğlu haber verdi geçerken bu...

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page