Baba Koç
- volkanhocam
- 10 Eyl
- 3 dakikada okunur
`BABA KOÇ
Baba koç sürüden ayrılıp dere kenarına gitmiş. Bakmış ki, bir yavru kurt su içiyor. Hemen bir ağacın arkasına saklanmış. Yavru kurt su içtikten sonra baba koç ortaya çıkmış. Baba koçun sivri boynuzlarını gören yavru kurt kaçmaya başlamış.
Baba koç ilerdeki kayaların arasında yavru kurdu sıkıştırmış. Çaresiz kalan yavru kurt şöyle demiş: "Ama baba koç, ben sana ne yaptım ki? Neden beni öldürmek istiyorsun? Suçum neyse söyle de bileyim?"
Baba koç: "Senin suçun kurt yavrusu olman. Belki şimdilik koyun sürülerine saldıramıyorsun ama kısa bir süre sonra can almaya başlarsın. Kurt milletini bilirim ben, acımasızca saldırırlar sürülere. Yıllardır ne koçlar, ne koyunlar, ne kuzular parçalandı gözlerimin önünde. Şimdiye kadar hep bizden gitti, bir de sizden gitsin. Öleceksin yavru kurt" demiş.
Baba koçun üstüne doğru geldiğini gören yavru kurt: "Senin yanlışın var baba koç. Kimseye zararım dokunmadı benim" demiş. Bunun üzerine baba koç bağırmış: "Dokunmadı ama dokunacak. Sen de sürülere saldırıp can alacaksın."
Yavru kurt: "Baba koç, sen kendinle çelişki içindesin. Hem can alanlara düşmansın, hem de can almak istiyorsun. Fikirlerin birbirini tutmuyor. Sorarım sana beni öldürürsen katil olmayacak mısın? O zaman sana ne derler: Katil baba koç. Haydi, şimdi gücün yeterse gel öldür beni" demiş.
Yavru kurt, hoplayıp-zıplarken baba koçun şaşkınlığından faydalanıp kaçmış. Baba koç tekrar sürüye dönmüş. Onu gören Çoban Osman kaval çalmayı bırakıp: "Ne haber, baba koç? Hiç sağına, soluna bakmıyorsun? Bir selam vermek de mi yok?" diye sormuş.
"Sen benim kusuruma bakma be Osman Efendi. Öyle dalmış gidiyordum işte." "Boş ver şimdi dalgıçlığı baba koç. Gel otur şöyle yamacıma. Söyle bakalım, nerelere gider, nerelerden gelirsin?" "Ha şu mesele. Biraz susamıştım da, dere kenarına gitmiştim."
"Eee, sonra?" "Sonrası gittim, döndüm işte." "Onu biliyoruz gittin döndün ama canını sıkan her neyse oralarda bir şeyler olmuş. Gözün dünyayı görmüyor. Haydi, anlat be baba koç, ne olur, bak yalvarıyorum sana. Anlatıver gitsin, sen sıkıntıdan kurtul, ben de meraktan."
"Aslında bir şey olmadı gibi, ama oldu gibi de." "Yaşa be baba koç, kulaklarımı dört açtım seni dinliyorum." Baba koç olanları anlatmış. Yavru kurdu elinden kaçırdığı için üzüntüsünün sonsuz olduğunu söylemiş.
Çoban Osman ise, üzülmemesini, olanları birkaç gün sonra unutacağını söylemiş. O gece kurtlar sürüye saldırmış. Çoban Osman baba koçların çevresinde on tane çoban köpeği birer daire çizmiş. Çoban köpekleri, dört bir yandan dalgalar halinde gelen kurtların üstüne kahramanca atılmış.
Korkunç bir savaş başlamış. Bu sırada aradan sıyrılan kurtlar koçlarla burun buruna gelmiş. Koyunlar melemiş, kuzular meleşmiş. Çoban köpeklerinin ölmesi kurtları galeyana getirmiş. Kurtlar, çığlıklar atarak sürüye dalmış.
Koçlar, koyunlar, kuzular birer birer parçalanmış ve koca sürüden yalnızca baba koç kalmış. Çevresi kurtlar tarafından sarılan baba koç, gözlerinin kararmasına, başının dönmesine karşın, güçlükle ayakta duruyor, ama bazen dizlerinin üstüne düşerek kurtların alaylarına hedef oluyormuş.
Az sonra kızıl kurt ağır adımlarla karşıki tepeden aşağı inerken, baba koç: "Korktuğum başıma geldi. Kızıl kurt yavru kurtmuş" demiş içinden. Kızıl kurt iki yıl önceki yavru kurt olduğunu söylemiş ve şöyle demiş: "Baba koç, eğer beni yenersen kurtlarım sana dokunmayacaklar ve dağlara dönecekler. Benim dişlerim varsa senin de boynuzların var. Yaşamın sana bağlı, kolla kendini."
Yorgun baba koç, ağzından köpükler saçarak gelen kızıl kurdun ilk ataklarını güçlükle karşılamış. Geçen zaman baba koçun yararınaymış ve sivri boynuzlarını kızıl kurdun karnına takan baba koç, onu kaldırdığı gibi yere vurmuş.
Kızıl kurdun cansız yere serildiğini gören kurtlar çekip gitmişler. Daha sonra pek çok kurt avlayan fakat kurşunlarının bitmesi üzerine çaresiz kalan Çoban Osman ağaçtan inmiş ve perişan durumdaki baba koçu sırtına alarak birlikte köye dönmüşler.
Bu hikaye bize gösteriyor ki, önyargılar ve intikam duyguları bazen beklenmedik sonuçlara yol açabilir. Baba koçun yavru kurda karşı önyargısı, sonunda kendi sürüsünün yok olmasına neden olmuş. Yavru kurdun akıllı savunması ve kaçması, iki yıl sonra güçlü bir kurt olarak geri dönmesini sağlamış.
Çoban Osman'ın baba koça verdiği nasihat dinlenmemiş ve korkulan şey gerçekleşmiş. Bazen hayatta kaçınmaya çalıştığımız şeyler, tam da kaçınma çabalarımız yüzünden başımıza gelebilir. Baba koçun hikayesi, önyargı, intikam ve kaderle mücadelenin karmaşık ilişkisini gözler önüne seriyor.
Sonunda baba koç hayatta kalmayı başarmış, ama büyük bir bedel ödemiş. Tüm sürüsünü kaybetmiş, yalnız kalmış. Bu durum, bazen kazanmanın bile kayıp anlamına gelebileceğini gösteriyor. Hikaye, Serdar Yıldırım'ın kaleminden çıkmış derin bir eser olarak karşımızda duruyor.`;

Yorumlar