Anne Gergedan ve Kurtlar
- volkanhocam
- 10 Eyl
- 3 dakikada okunur
`ANNE GERGEDAN VE KURTLAR
Yavru gergedan erken saatlerde yatağından kalktı. Hemen ellerini, yüzünü yıkadı. Sabah kahvaltısı için masaya oturdu. Annesinin hazırladığı yiyecekleri büyük bir iştahla yedi. Lokmaları iyice çiğnemeden yutmamaya özen gösterdi.
Sofradan kalktıktan sonra ellerini, yüzünü sabunla yıkadı; dişlerini de bir güzel fırçaladı. Yavru gergedan daha sonra odasına gitti. Dolabının kapağını açtı. Önlüğünü, pantolonunu, yakasını, çoraplarını, ayakkabılarını ve kemerini aldı.
Bunları giyip yakasını da taktıktan sonra dolabından okul çantasını çıkardı. İçindekileri kontrol etmek için, çantasının kapağını açarken, şimdi bunun ne lüzumu vardı, diye düşündü. Çantayı ve okul için gerekli malzemeleri alalı bir ay olmuştu. Her gün bir eksiği olup olmadığına bakmamış mıydı sanki.
Fakat yine de sırf içi rahat etsin diye çantasını açtı. İşte defterleri, kitapları, kalemi, silgisi, kalemtıraşı... hepsi tamamdı. Bunları yeniden çantasına koydu. Çantasını alarak odasından çıktı. Annesine: "Anneciğim, ben hazırım" diye seslendi.
Annesi: "Aman da tombişime bir bakın, okullu olmuş. Tombişim okuyacak, çok okuyacak gergedan milletine hayırlı bir evlat olacak" dedi. Daha sonra yavru gergedan annesinin elinden tuttu, birlikte okula gitmek için yola çıktılar.
Bugün okullar açılıyordu ve yavru gergedan ilkokul birinci sınıfa başlayacaktı. Sonraki günlerde anne gergedan yavru gergedanı okula götürmeye devam etti. Yavru gergedan kısa zamanda okumayı söktü ve sınıfın en çalışkan öğrencisi oldu.
İlk dönem sonunda karnesini alan yavru gergedan notlarının hepsinin pekiyi olduğunu gördü. Yarıyıl tatilinden sonra ikinci dönem başladı. Bir gün yavru gergedan okuldan eve dönerken, anne gergedan onu her zamanki gibi okulun kapısında bekliyordu.
Yavru gergedan annesini görünce koşarak yanına gitti. Anne ve yavru gergedan eve doğru yürürken, ormanlık alanın kenarından geçiyorlardı. Birden çalıların arasından çıkan kurtlar onları çevrelediler. Anne gergedan yavrusunu korumaya çalıştı ama kurtlar çok hızlıydı.
Kurtlar yavru gergedanı kaçırdılar ve ormana doğru götürdüler. Anne gergedan arkalarından koştu ama yetiş emedi. Kurtlar yavru gergedanı derin ormanda bir yerde bıraktılar. Anne gergedan gece yarısına kadar ormanda yavrusunu aradı.
Zaman geçtikçe zaten az olan umudu giderek azaldı ve yok oldu. Neden böyle olmuştu? Neden kurtlar yavrusunu alıp götürmüşlerdi? Acaba kurtlar yavrusunu öldürüp yemişler miydi? Yerlerdi tabii ki, neden yemesinlerdi? Karşılarına alıp seyredecek halleri yoktu.
Kurtlar, acımasız hayvanlardı. Onlara canavar diyenler vardı. Sinsi sinsi sokulurlar aniden paçadan kaparlardı. Nefret yüklüydüler. Gaddardılar. Yalvarsan bile merhamet etmezlerdi. Tek tek değil, sürüyle üstüne gelirlerdi.
Sürüyle gezerlerdi. Sürüden bir kurt yaralansa veya hastalansa gözünün yaşına bakmayıp hemen parçalarlardı. Sadece acıkınca kafaları çalışırdı. Karınları doyunca on-on beşi bir mağaraya girer, leş gibi uzanıp yatarlardı.
Anne gergedan gözyaşları içinde evine döndü ve sabah kadar ağladı. Güneş doğarken öyle bir duruma gelmişti ki, ağlamaktan göz pınarları kurumuştu. Kapının hızlı çalındığını duydu anne gergedan, sendeleyerek gitti, kapıyı açtı.
Gördüğüne inanamadı, işte tombişi karşısındaydı. İlk anda onun nasıl kurtulduğuna akıl erdiremedi, ama kurtulmuştu. Önemli olan buydu. Anne gergedan tombişine sarıldı. Tombişin yanında duran öğretmeni nedense fark edemedi.
Sonradan olanlar anlaşıldı. Kurtlar, tam yavru gergedanı yemek üzereydiler ki, oradan geçmekte olan sınıf öğretmeni yardıma koşmuş ve kurtlarla amansız bir ölüm-kalım savaşına girmişti. Uzun mücadeleden sonra öğretmen gergedanla baş edemeyeceklerini anlayan kurtlar, çareyi kaçmakta bulmuştu.
Zaten yolunun üstüydü. Daha sonraki günlerde öğretmeni de onlarla birlikte okula gider oldu. Artık yavru gergedanın kurtlardan korkusu yoktu, çünkü sağ yanında annesi, sol yanında öğretmeni vardı.
Bu hikaye bize aile sevgisinin ve eğitimin önemini gösteriyor. Anne gergedanın yavrusuna olan sevgisi ve öğretmenin fedakarlığı, en zor anlarda bile umudun kaybolmaması gerektiğini öğretiyor. Yavru gergedanın eğitime verdiği önem ve başarısı, çalışkanlığın meyvelerini gösteriyor.
Kurtların temsil ettiği tehlikeler hayatta her zaman var olabilir, ama sevgi, fedakarlık ve dayanışma ile bu tehlikelerin üstesinden gelinebilir. Öğretmenin kahramanlığı, eğitimcilerin sadece ders vermekle kalmayıp, öğrencilerini koruma sorumluluğunu da taşıdıklarını gösteriyor.
Sonunda yavru gergedan güvenli bir şekilde eğitimine devam edebilmiş, yanında onu koruyan sevgi dolu insanlarla birlikte. Bu hikaye, Serdar Yıldırım'ın kaleminden çıkmış, aile, eğitim ve fedakarlık temalarını işleyen değerli bir eser olarak karşımızda duruyor.`;

Yorumlar