top of page

Öpücük Dolu Kutu

`Bir baba, 3 yaşındaki kızını bir rulo altın yaldızlı ambalaj kağıdını boşa harcadığı için cezalandırdı. Ona göre, parası kısıtlıydı ve çocuğunun böyle lüzumsuz süsleme çalışması yaptığını görünce de çileden çıktı.


Küçük kız, babasının öfkesini anlayamıyordu. O sadece babasına güzel bir hediye yapmak istiyordu. Altın yaldızlı kağıt ona çok güzel görünmüştü ve babasının da beğeneceğini düşünmüştü. Ama babasının tepkisi onu çok üzmüştü.


Yine de küçük kız ertesi sabah babasına hediyeyi getirdi ve "Bu senin için babacığım" dedi. Küçük elleriyle özenle sardığı kutuyu babasına uzattı. Gözlerinde hala dün yaşadığı üzüntünün izi vardı ama yine de babasını mutlu etmek istiyordu.


Adam daha önce verdiği aşırı tepkiden utanmıştı ama kutunun boş olduğunu görünce öfkesi devam etti. Kutuyu salladığında içinden hiçbir ses gelmiyordu. Ona bağırdı; "Birine hediye verirken içinde bir şeyler olması gerektiğini bilmiyor musun?"


Küçük kız gözyaşları içinde ona baktı; "Baba, bu kutu boş değil. Kutuya öpücüklerimi bıraktım. Hepsi senin için." Sesi titriyordu ama sözlerinde büyük bir samimiyet vardı. O küçük kalbi, babasına olan sevgisiyle doluydu.


Baba ezildi. O anda ne kadar büyük bir hata yaptığını anladı. Kollarını küçük kızına doladı ve ondan af diledi. "Özür dilerim canım kızım. Sen çok güzel bir hediye yapmışsın. Bu öpücükler benim için çok değerli" dedi ve kızını sımsıkı sarıldı.


Küçük kız babasının kollarında mutlulukla gülümsedi. "Babacığım, her gün sana yeni öpücükler koyabilirim. İstersen daha büyük bir kutu yapalım" dedi masum bir şekilde. Babasının gözleri dolmuştu.


O günden sonra baba, kızının ne kadar özel olduğunu daha iyi anlamaya başladı. Her sabah kızı ona yeni öpücükler gönderdiğini söyler, baba da o hayali öpücükleri alırmış gibi yapardı. Bu onların özel oyunu haline gelmişti.


Kısa bir süre sonra, kızı bir kaza sonunda vefat etti. Baba için dünya yıkılmıştı. En büyük hazinesi, küçük kızı artık yanında değildi. Acısı tarif edilemezdi.


Babası altın yaldızlı o kutuyu yıllarca yatağının yanında tuttu. Her gece uyumadan önce kutuyu eline alır, kızının sözlerini hatırlardı. Cesareti kırıldığında, hayali bir öpücük alır ve onu oraya koyan çocuğun sevgisini hatırlardı.


Yıllar geçti ama baba hala o kutuyu saklıyordu. Artık yaşlı bir adam olmuştu ama kızının sevgisi hala kalbinde yaşıyordu. O kutu, ona kızının sonsuz sevgisini hatırlatıyordu.


Bir gün torunu ona geldi ve "Dede, bu kutuda ne var?" diye sordu. Yaşlı adam gözleri dolu dolu, "Bu kutuda dünyanın en değerli hazinesi var torunum. Baban küçükken bana verdiği öpücükler" dedi.


Torunu merakla kutuyu açtı ama içinde hiçbir şey göremedi. "Ama dede, burada hiçbir şey yok" dedi. Yaşlı adam gülümsedi, "Sevgi gözle görülmez torunum. Ama kalple hissedilir. Bu kutudaki sevgi beni yıllardır yaşatıyor."


O gün torunu da anladı ki, en değerli hediyeler maddi şeyler değil, sevgiyle verilen şeylerdir. Yaşlı adam, kızının ona öğrettiği bu dersi torununa da aktarmıştı.


Hikayeden çıkarılacak ders: Sevgi dünyadaki en değerli hediyedir. Maddi değeri olmasa bile, kalple verilen her şey paha biçilemezdir. Çocukların saf sevgisi, yetişkinlerin öğrenebileceği en büyük derstir.`;

Son Yazılar

Hepsini Gör
Zamanın Kitapçısı

Eski bir Avrupa kasabasında, dar bir sokakta, "Zamanın Kitapçısı" adında eski ve tuhaf bir kitapçı dükkanı vardı. Dükkanın sahibi Emil...

 
 
 
Yolumuzdaki Engel

"🚧 Yolumuzdaki Engel", `Yolumuzdaki Engel (Fırsatları değerlendirmek) İlham Veren Hikayeler – Antik çağda, bir kral ana yola...

 
 
 
Yaşlı Kadın

`Bir yaşlı kadın vardı. Gece, gündüz ağlardı. Gözyaşları durmadan çağlayan bir pınardı. Ev dediğin tek oda. Yaşanır mı burada? Sabah,...

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page