Sihirli Sandık

`Yaz mevsimi çocukların oyun oynamayı en sevdiği zamandır. Yine güzel bir yaz gününde saklambaç oynayan çocuklar vardı. Kullanılmayan harabe bir evde saklambaç oynayan çocuklar eski bir sandığın bulunduğu camlı bir odada buluştular. Herkes bir araya toplanınca Ahmet şöyle dedi; Mustafa! Hasan! Size bir şey söylemem gerek. Sandığın içerisinden girilen sihirli bir ülke var. Salih ve ben o ülkeye gittik. Sandığın içi bir ormana çıkıyor ve ormandan geçince o ülkeye varıyorsunuz!

Ahmet'in bu sözüne Mustafa ve Hasan çok şaşırdı. Önce yalan söylediğini düşündüler ve Salih'e sordular; Ahmet doğru mu söylüyor Salih? Gerçekten öyle bir yer var mı? Mustafa'nın bu sorusuna Salih hafif gülümseyerek cevap verdi; Evet doğru Mustafa! biz Ahmet ile sandığın içerisinden gidilen gizemli bir yol bulduk ve bu yol masallar ülkesine gidiyor dedi.

Mustafa ve Hasan önce bu cevaba inanmadılar ve sandığın içerisine bakmak istediler. Aman ALLAHIM birde ne görsünler, sandığın içinde yol var ve bu yol kocaman bir ormana çıkıyor. Dört arkadaş cesaretlerini toplayarak hep birlikte sandığın içerisine girdiler ve orman yolundan sihirli ülkeye doğru gitmeye başladılar.

Birkaç saat yürüdükten sonra akşam vaktinin yaklaştığını anladılar. Hasan hemen arkadaşlarına; Bence artık geri dönsek iyi olur, akşam oluyor, ailelerimiz merak eder, yarın yine sandığa girer ve yola devam ederiz dedi. Ahmet, Salih, Mustafa aynı fikirdeydiler Hasan ile. Çocuklar orman yolundan geri döndüler ve sandıktan çıktılar.

Hepsi adeta bir şok içerisindeydiler. Bu yaşadıkları gerçek miydi? Birbirlerinin yüzlerine şaşkın şaşkın baktılar. Bu olayı kimseye söylemeyeceklerine birbirlerine söz verdiler ve yarın daha erken bir saatte bu harabe evde buluşmaya karar vererek oradan ayrıldılar.

Ertesi gün sabah oldu ve 4 kafadar arkadaş tekrar harabe evde buluştular. Sandığın olduğu camlı odaya gittiler. Birde ne görsünler, sihirli sandık ortada yok! Büyük bir şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Acaba biz hayal mi gördük yoksa dün bu odada yaşadıklarımız gerçek miydi? Peki siz sevgili okurlar; çocukların gördüklerinin gerçek olmasını mı, yoksa hayal olmasını mı isterdiniz?`;